Zamanın kum saatinin öteki yanından baktığımızda, Kara Panter Partisi (Black Panther Party)’nin kökenin şaşırtıcı derecede sıradan bir olaya bağlı olduğunu görürüz, kötü bir devlet okulundan yeni mezun iki yoksul kolej öğrencisi, yeni şekillenen siyasal bilinçleri doğrultusunda bir çıkış yolu arayarak, kolejin ‘Siyah’ öğrenci grubuna katılmaya karar vermişlerdi.
12 Aralık 2021 Pazar
Kara Panterler Partisi: "Bütün iktidar halka"
22 Ağustos 2021 Pazar
Fidel, Che ve Rolex
Yeraltında bekar bir evde geçen günlerimi de anımsıyorum. Boş bir oda da gece yarısı saat tiktakları ne kadar rahatsız ediciyse tiktakların olmayışı da o kadar bir boşluktur.
İçeride bir görüş gününde ziyaretçilerimden ilk taleplerim arasında yastık, çatal, kaşık gibi şeylerin yanında mutlak bir kol saati olmuştu. "Markası"nı da anımsıyorum; Casio. Lavaboda her el yıkama ya da havanın nemli olması durumunda camı buharlaşır, işlevini yitirirdi. Sonuçta Casio'da bir markaydı.
12 Nisan 2021 Pazartesi
Führer’in bayrağı
23 Mart 2021 Salı
Stalin’in günahı
Stalin’in doğum gününde en karanlık Gulaglardan, mahpusların ona tebrik telgrafları göndereceğini düşünün: Auschwitz’den bir Yahudi’nin Hitler’e böyle bir telgraf göndermesini düşünebiliyor musunuz?
Tahayyül edilemez, liberal entelektüeller bilmişliğini de zorlamasın zaten. Bu tatsız bir farktır ama Stalin hükmü altında egemen ideolojinin önder ve tebaasının -tarihsel aklın- hizmetçileri olarak birlikteliğine ilişkin bir mekan varsayımı iddiasını destekler. Stalin’in önderliğinde herkes teorik olarak eşitti.
Hitler, Nazi selamına “Heil Hitler” elini kaldırarak ve “Var olayım” (Heil myself) diyerek yanıt verir. Tarih böyle diyor. Komünistlerse faşizm ve halk düşmanları yok olsun der. Faşizm buyken; Stalin ise alkışların arasında diğerlerine karıştığında etkili biçimde önce halkın kendisini selamlamıştır.
20 Mart 2021 Cumartesi
SHP ile başlayan süreç: HEP’ten HDP’ye
Şirin Payzın, CNNTürk adlı kanalda yıllarca “Ne oluyor” adlı bir program yapıyordu. Orada hiç şaşmaz işine son verilene kadar programına katılan her konuğa şu cümleyle sorular sorup duruyordu: “Sizce AKP otoriteleşiyor mu" diye.
Oysa Şirin Payzın gibi tatlı su gazetecilerinin işi aptala yatıp, bir gerçeği bildiği halde susarak izlemek. Malum şuan başka mecrada. Eminim artık aradığı sorunun cevabını başka bir mecraya geçince bulmuştur. Hazır AKP’nin otorite motiride yapısına girdik, yazı başlığına uyarak konumuz HDP ve eski Mazlum-Der başkanı HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesiyle bir başsavcının (AKP gençlik kolları üyesiymiş gibi davranarak) hiç kimsenin akıl edemediği bir şeyi yaparak "HDP kapatılsın" çağrılarını görev bilerek, HDP hakkında kapatma talebiyle AYM’ye başvurması olsun ve sol kültürden beslenip liberal atıklarla yola devam edenlere yeni soru tüyoları verelim.
Peki, AKP neredeyse 20 yıl içerisinde bir otoriterleşmenin sonunda acaba HDP üzerinden yürüttüğü Türk ırkçı-milliyetçiliği ile siyasal İslamcı faşistlerin buluştuğu bu iktidar politikalarıyla PKK nezdinde Kürt hareketlerini de radikalleştirir mi?