19 Ocak 2022 Çarşamba

Barbudos'lar

Fidel Castro, 20. yüzyılın en iyi bilinen sakallarından birine sahipti. Ancak Küba liderinin sakalı, stil tercihinden daha fazlasını ima ediyordu; aynı zamanda O'nun Küba'sına bir övgüydü bu. Ocak 1959’da bir Amerikan gazetesinin belirttiği gibi, Castro’nun isyancıları iktidarı ele geçirdikten kısa bir süre sonra, bu adamların vahşi doğada bir gerilla savaşı verirken sakallarını uzatmaktan başka seçenekleri yoktu. Batista'nın ordusu onlardan “Sakallı” anlamına gelen “Barbudos” olarak söz etti ve sakalın kendisi o dönemin Batista Küba’sında vurulmanız için yeterliydi.

14 Ocak 2022 Cuma

Nâzım vesilesiyle

Nâzım büyük bir öğretmen. Burjuvazi dershane olarak Nâzım'a hapishaneyi sunmuş, çünkü Nâzım burjuvazinin öğrencisi değil. Nâzım büyük bir şair olduğu için; hasmını öldüren Balaban'ı ressam yapıyor, Orhan Kemal'den yazar, Kemal Tahir'den romancı, Sabahattin Ali'den yazar çıkarıyor. Nâzım Hikmet işte böylelikle "köylü edebiyatı"nı devrimci yapıyor. Nâzım ne yemiş, ne içmiş ve nerede hangi kadınları sevmiş (...) piyasada meta bunlar, ticareti sevenlerin işi. Oysa kadını, kadın gibi sevmiş Nâzım, başka ne yapılabilir ki. Halbuki Nâzım'ın edebiyat görüşü, Nâzım'ın politikası; bunlar tartışmalarda yok. Nâzım kendi çağındaki sinsi, zalim ve kurnazlığı afişe ederken bizim çağımıza da uzanıyor. Nâzım örgütlüyor ve sesleniyor; "örgütsüzleri herkes sever" çağrısıyla yeniliyor bir kez daha. Aşk şiirlerini kavga şiirlerine, Kuvây-ı Milliye ve Bedrettin destanlarını tercih ederek değil, tümüne, tamamına sahip çıkıp, sarılarak. Muazzam bir şair değil, proletaryanın şairi olarak, Nâzım Hikmet hep bizimdir ve bizimle kalacak.

Bitirmek için uygun mu bilmiyorum ama bu ülkede sol hakkında atıp tutan, entelektüel lafazanlık yapıp konuşan geveze, sosyalist solu bilmiyorsa en azından gidip bir Nâzım okusun.

Nâzım ve eserleri, Türkiye devrim tarihi, bizim olan tarihimizdir.