Çok konuşurlar, karşılarındaki kişi veya grubun ne
düşündüğünün, ne söylediğinin bir önemi yoktur, bu nedenle dinlemeyi pek
sevmez, dinlemezler. En çok da, kendilerine sadık kalabalık halk kitleleri
önünde konuşmayı severler. Kullandıkları dil ve yaptıkları vurgulamalar ile
kitleleri coşturmayı iyi bilirler. Konuşmanın içeriğinin ise pek bir önemi
yoktur, söz konusu olan, gaz ve toz bulutundan ibarettir zaten.
Genelde yüksek sesle; din ve milliyetçilik üzerine bir şeyler mutlaka dinleyicisini öfkelendirecek şeyleri avazları çıktığı kadar bağırır, inanmadıkları şeylerin doğruluğuna bakmadan bağırırlar. Kendi yalanlarına kendileri de inanır, karşısındakini de daha çok inandırırlar.
Devam edelim.