Stalin’in doğum gününde en karanlık Gulaglardan, mahpusların ona tebrik telgrafları göndereceğini düşünün: Auschwitz’den bir Yahudi’nin Hitler’e böyle bir telgraf göndermesini düşünebiliyor musunuz?
Tahayyül edilemez, liberal entelektüeller bilmişliğini de zorlamasın zaten. Bu tatsız bir farktır ama Stalin hükmü altında egemen ideolojinin önder ve tebaasının -tarihsel aklın- hizmetçileri olarak birlikteliğine ilişkin bir mekan varsayımı iddiasını destekler. Stalin’in önderliğinde herkes teorik olarak eşitti.
Hitler, Nazi selamına “Heil Hitler” elini kaldırarak ve “Var olayım” (Heil myself) diyerek yanıt verir. Tarih böyle diyor. Komünistlerse faşizm ve halk düşmanları yok olsun der. Faşizm buyken; Stalin ise alkışların arasında diğerlerine karıştığında etkili biçimde önce halkın kendisini selamlamıştır.
Stalin’in günahı Bolşevizm ruhuyla hareket etmek, Nazilerin ideolojik mistifikasyonunca ırksal mücadelesinin yerini sınıf mücadelesiyle değiştirmiş olmasıdır.
Nazi faşizmine karşı ikinci dünya savaşında Almanya'da Antifa'lara, Avrupa'da yeraltı direnişçilerine, sosyalistlere ve komünistlere umut besleyenler, onlara sempatiyle bakanlar bugün anti-komünist kampta yer almaya çalıyor.
Nazizm’in yirminci yüzyıl dünyasının, kötülüğü işgaline karşı dehşetli bir şekilde bugünkü Avrupa’nın inşasının temellerini atması, (Avrupa muhafazakarlarının komünist sembollerin yasaklanması çağrısına rağmen) Stalin’in günahı belkide bu yüzden komünizmdir. Hitler yenildiyse bu Stalin sayesindedir. Müttefikler kazandıysa sebebi Stalin'di. Bugün Avrupa eğer bir Ortaçağ ülkesi değilse bu yine Stalin sayesindedir.
Stalin'e saldırmak anti-komünizmdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder