Malum
bizimkiler (bizimkiler dedik ya, başlıkta AKP’den umutlu olmak olunca,
bazıları tarafından AKP’ci damgası yemesek iyi) önlerine uzun zamandır
bir hedef koymuşlar: 2023.
Bu
tarihi göremeyeceklerini biliyorum, ama niyet önemli derler ya bunların
niyetini okumak önemli.
Şakası
yok derken, hadi canım diyenler biz söylerken her şey yaptılar, ne mi (?)
örneğin: bazen “Darbeci”, bazen “Ergenekoncu”, bazen de “Demokrasi” karşıtı…
Bugün
Ergenekon’un yanına Devrimci Karargâh Örgütü ve KCK davaları eklendi,
Ergenekon’da ulusalcılar biçildi, Devrimci Karargâh üzerinden devrimcilere
gözdağı verildi, KCK davasıyla da Kürtler tasfiye edilmeye çalışılıyor. İslami
faşizm Türkiye’de böyle yükselirken, aynı zamanda da sağcıları ve solcuları da
aynı potada da eritti, öyle ki Yargı, HSYK, Emniyet, TSK bugün AKP’nin elinde
değil bilakis cemaatin yükümlülüğü ve yaptırımı altında, geriye bir MİT kaldı (!),
o da Tayyip kliğinin elinde, bizimkisi Nakşi ya cemaati iplemiyor, takmıyor,
bay Gül ise cemaat konusunda oldukça hassas ve kırılgan gibi duruyor. Hatta
gericilerin şefi Recep Tayyip Erdoğan dışında bütün AKP’li yardakçılar (köleler terimi daha
uygun sanırım) vekiller her gün demeç demeç hoca efendilerine selam
gönderiyorlar basın üzerinden. Yalarız, yutarız tarzından…
Dedik
ya: AKP bir sermaye partisi, sermayeyle birlikte finans kapitale, yani kağıt
paraya dayalı bir iktidar. Hoca efendinin din çarkı da öyle. Bu iktidar ve
padişah bozuntusu Tayyip efendinin ağzından hiç düşmeyen “Koalisyonlar ülkeye
bir fayda vermedi, tek başına iktidar olarak onların yapamadığını yaptık”larla
günü idare etmenin peşinde de olsa, şu son günlerde bir kez daha gördük en
büyük koalisyon AKP’nin 10 yıllık siyasi tarihinde gerçekleşmiş: ABD, AKP, Cemaat
paradigmasında belki de nesiller sürecek bir yapı oluşturmaya çalışıyorlar…
Şakası yok derken kastımız biraz da bu…
Şimdi
çattırtıyor bu koalisyon, çokta büyük bir gürültü çıkaracağa benziyor… Ömür
boyu seviyeli bir ilişkileri olacak değil ya, her şeyi hallettiler neticede,
sağ-sol, en son Feto karşıtı diğer irili-ufaklı cemaatleri bertaraf etmekti onu
da yaptılar. Malumdur Allah katında okunmuş-üflenmiş Cübbeli içerideydi de, hoca
efendisine söz verip bir de üstüne hoca efendisi için “Rüyaya yatınca”
salıverdiler… Nasıl derler Allah bile yetişemiyor bunlara…
Türkiye’deyiz
diyoruz, onlar Ortadoğu’dayız diyorlar. Alakamız yok oysa ne biçim bir
çelişkidir ki, zoraki bir Ortadoğululuğumuz söz konusu oldu. Varsın olsun!
Çökecekler,
çökerken de biz bu tuzu kurulara tahammül etmek zorundayız. Bu da zoraki bir
görev.
Türkiye’deyiz,
alın teriyle işinden çıkan işçiyi, patron karşısında disiplinlileri, namazını
eksik etmeden çalışan işçileri anlamak zorundayız. Ufuk bu.
Sabah
kalkacak işe gidecek, eve gelecek, namaz kılacak, sabah yine işe gidecek, Tv kanallarında verilen her türlü yavşaklığı seyredip inanacak, Cuma’yı
kaçırmayacak, ezan okunduğun da çalmayacak… Cuma namazından ve ezan her
okunduktan sonra da günlük hayatlarına yani puştluklarına dönecek… AKP’nin tam
da istediği ve yaratmak arzusu güttüğü insan profili…
Emperyalist
rekabet, badem bıyıklı vizyonerlerin büyük Türkiye düşü…
Adım
adım bir kâbus kuruluyor, bu kâbus kurgusu sokağa yansımak zorunda ve yansıyor
da.
Bunu 15
Nisan’da Bakırköy’de gerçekleşen Grup Yorum’un “Yaşasın tam bağımsız Türkiye”
konserinde 350 bin kişi olarak, 2012 - 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda ve yasaklı
olmasına rağmen gerçekleşen en büyük sivil 19 Mayıs törenlerinde ve son
olarak da 105 koruma, 20 zırhlı, 8 TOMA aracı ve 3600 polisle bilim düşmanlığını
künyesine kazımış, eğitim politikaları İmam Hatip okulları açmakla sınırlı bir hükümetin
başbakanı köklü bir bilim kuruluşuna savaşa gider gibi gittiği ODTÜ’de boyunun
ölçüsünü alarak ayrılmıştı.
Bakarsanız,
görürsünüz! Ben ne yapabilirim diyenleri dalga dalga burada görüyoruz.
Örgütlü
güç hareket olarak güç kazanmazsa ve inisiyatifi almazsa, AKP’nin kurduğu bu
yapı yine emekçilerin başına yıkılacak.
Sindirilmiş,
faşist badem bıyıklıların her dediğine direnen ve aklını koruyanların, sınıfın
aklını öne alan, halkın vicdanına bakmak önemlidir.
Tanrı’ya
güveniyorlar ama üzerinde İngilizce “Tanrı’ya güvenmeyen” rengi yeşil yeşil
Amerikan dolarlarını görüyoruz…
AKP’den
umutluyuz!
Özel
Yetkili Mahkeme (ÖYM)’lerin kaldırılıp, kaldırılmayacağı konusu bile bu
sarsıntının ne kadar etkili olduğunu gösterdi.
Yıkılacaklar!
Büyük
kırılma ise, komşularla sıfır sorun politikasını tıpkı 2023 hedefini önüne
koyan padişah bozuntusunun ABD himayesindeki NATO üzerinden kendisine hibe
edilen dolarlarla, Suriye üzerine kurguladığı tezgâhla başlayacak.
Kutlu
olsun!
- Bu yazım aylık sosyalist politik dergi olan Halkın Birliği’nin 2013, Şubat sayısında yayımlanmıştır.