21 Şubat 2013 Perşembe

AKP’den umutlu olmak

Malum bizimkiler (bizimkiler dedik ya, başlıkta AKP’den umutlu olmak olunca, bazıları tarafından AKP’ci damgası yemesek iyi) önlerine uzun zamandır bir hedef koymuşlar:  2023.

Bu tarihi göremeyeceklerini biliyorum, ama niyet önemli derler ya bunların niyetini okumak önemli.

Şakası yok derken, hadi canım diyenler biz söylerken her şey yaptılar, ne mi (?) örneğin: bazen “Darbeci”, bazen “Ergenekoncu”, bazen de “Demokrasi” karşıtı…

Bugün Ergenekon’un yanına Devrimci Karargâh Örgütü ve KCK davaları eklendi, Ergenekon’da ulusalcılar biçildi, Devrimci Karargâh üzerinden devrimcilere gözdağı verildi, KCK davasıyla da Kürtler tasfiye edilmeye çalışılıyor. İslami faşizm Türkiye’de böyle yükselirken, aynı zamanda da sağcıları ve solcuları da aynı potada da eritti, öyle ki Yargı, HSYK, Emniyet, TSK bugün AKP’nin elinde değil bilakis cemaatin yükümlülüğü ve yaptırımı altında, geriye bir MİT kaldı (!), o da Tayyip kliğinin elinde, bizimkisi Nakşi ya cemaati iplemiyor, takmıyor, bay Gül ise cemaat konusunda oldukça hassas ve kırılgan gibi duruyor. Hatta gericilerin şefi Recep Tayyip Erdoğan dışında bütün AKP’li yardakçılar (köleler terimi daha uygun sanırım) vekiller her gün demeç demeç hoca efendilerine selam gönderiyorlar basın üzerinden. Yalarız, yutarız tarzından…

Dedik ya: AKP bir sermaye partisi, sermayeyle birlikte finans kapitale, yani kağıt paraya dayalı bir iktidar. Hoca efendinin din çarkı da öyle. Bu iktidar ve padişah bozuntusu Tayyip efendinin ağzından hiç düşmeyen “Koalisyonlar ülkeye bir fayda vermedi, tek başına iktidar olarak onların yapamadığını yaptık”larla günü idare etmenin peşinde de olsa, şu son günlerde bir kez daha gördük en büyük koalisyon AKP’nin 10 yıllık siyasi tarihinde gerçekleşmiş: ABD, AKP, Cemaat paradigmasında belki de nesiller sürecek bir yapı oluşturmaya çalışıyorlar… Şakası yok derken kastımız biraz da bu…

Şimdi çattırtıyor bu koalisyon, çokta büyük bir gürültü çıkaracağa benziyor… Ömür boyu seviyeli bir ilişkileri olacak değil ya, her şeyi hallettiler neticede, sağ-sol, en son Feto karşıtı diğer irili-ufaklı cemaatleri bertaraf etmekti onu da yaptılar. Malumdur Allah katında okunmuş-üflenmiş Cübbeli içerideydi de, hoca efendisine söz verip bir de üstüne hoca efendisi için “Rüyaya yatınca” salıverdiler… Nasıl derler Allah bile yetişemiyor bunlara…

Türkiye’deyiz diyoruz, onlar Ortadoğu’dayız diyorlar. Alakamız yok oysa ne biçim bir çelişkidir ki, zoraki bir Ortadoğululuğumuz söz konusu oldu. Varsın olsun!

Çökecekler, çökerken de biz bu tuzu kurulara tahammül etmek zorundayız. Bu da zoraki bir görev. 

Türkiye’deyiz, alın teriyle işinden çıkan işçiyi, patron karşısında disiplinlileri, namazını eksik etmeden çalışan işçileri anlamak zorundayız. Ufuk bu.

Sabah kalkacak işe gidecek, eve gelecek, namaz kılacak, sabah yine işe gidecek, Tv kanallarında verilen her türlü yavşaklığı seyredip inanacak, Cuma’yı kaçırmayacak, ezan okunduğun da çalmayacak… Cuma namazından ve ezan her okunduktan sonra da günlük hayatlarına yani puştluklarına dönecek… AKP’nin tam da istediği ve yaratmak arzusu güttüğü insan profili…

Emperyalist rekabet, badem bıyıklı vizyonerlerin büyük Türkiye düşü…

Adım adım bir kâbus kuruluyor, bu kâbus kurgusu sokağa yansımak zorunda ve yansıyor da.

Bunu 15 Nisan’da Bakırköy’de gerçekleşen Grup Yorum’un “Yaşasın tam bağımsız Türkiye” konserinde 350 bin kişi olarak, 2012 - 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nda ve yasaklı olmasına rağmen gerçekleşen en büyük sivil 19 Mayıs törenlerinde ve son olarak da 105 koruma, 20 zırhlı, 8 TOMA aracı ve 3600 polisle bilim düşmanlığını künyesine kazımış, eğitim politikaları İmam Hatip okulları açmakla sınırlı bir hükümetin başbakanı köklü bir bilim kuruluşuna savaşa gider gibi gittiği ODTÜ’de boyunun ölçüsünü alarak ayrılmıştı.

Bakarsanız, görürsünüz! Ben ne yapabilirim diyenleri dalga dalga burada görüyoruz.

Örgütlü güç hareket olarak güç kazanmazsa ve inisiyatifi almazsa, AKP’nin kurduğu bu yapı yine emekçilerin başına yıkılacak.

Sindirilmiş, faşist badem bıyıklıların her dediğine direnen ve aklını koruyanların, sınıfın aklını öne alan, halkın vicdanına bakmak önemlidir.

Tanrı’ya güveniyorlar ama üzerinde İngilizce “Tanrı’ya güvenmeyen” rengi yeşil yeşil Amerikan dolarlarını görüyoruz…

AKP’den umutluyuz!

Özel Yetkili Mahkeme (ÖYM)’lerin kaldırılıp, kaldırılmayacağı konusu bile bu sarsıntının ne kadar etkili olduğunu gösterdi.

Yıkılacaklar!

Büyük kırılma ise, komşularla sıfır sorun politikasını tıpkı 2023 hedefini önüne koyan padişah bozuntusunun ABD himayesindeki NATO üzerinden kendisine hibe edilen dolarlarla, Suriye üzerine kurguladığı tezgâhla başlayacak.

Kutlu olsun!
  • Bu yazım aylık sosyalist politik dergi olan Halkın Birliği’nin 2013, Şubat sayısında yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok: