9 Aralık 2011 Cuma

Varoluşçu pezevenkler!

Kabul ediyorum, ülke normalde de çok karışık, şuan daha da karışık gibi ve karışacakta. Evet, belki de tarihinde görülmemiş bir şekilde bir oyun oynanıyor, kabul ediyorum. Çok büyük oyunlar oynandığı muhakkak, hem de emperyalizmin bilinen ayak oyunlarına yakın bilindik oyun, uyunana aşk olsun. Öyle ya başbakanları Erdoğan’ın alnı secdeye varıyor, namaz kılıyor. Daha neyi dert ediniyoruz.

Sonuçta iktidarın vermiş olduğu mukaddes güç, AKP’yi muktedir kıldı. Tayyip’e padişahlığı yakıştıranlar Tayyip’i artık çok farklı yere koyuyor. Tanrı ötesi bi’şey, seçilmiş kişi falan muamelesi yapılıyor şuan kendisine. O bu değil, halis muhlis Türk İslam şeyi işte.

Sıralama yapıyorum; bunlardan birincil isim elbette Egemen Bağış denen zatla birlikte, Ali Babacan, Davutoğlu ve yılanın başı gibi görünen BOP eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kliği ile birlikte İngiliz gülü Abdullah’tır. Elbette asıl kral ve kraliçe durumundaki kişi Fethullah kliği asal olarak bu pisliğin başını çekmektedir. Öyle ki Fethullahçı cenah varoluşçu pezevenkler tanımını hak etmektedir. Tabii yukarıda da belirttiğim gibi birde bunun gayr-ı meşru veletleri var.

Öyle ya herkes çeşitli tezler sıralıyor; kısaca anımsayalım. Birinci ve en doğrudan tez şu; futbol camiasındaki dengeleri bozmak, oluşan çatlaklara yerleşmek için büyük bir hamle gerekti, şimdi şike cezalarının indirilmesi, ardından tutuklu bazı isimlerin salıverilmesi ihtimalinin ortaya çıkması, cemaat “operasyonunun” yarım kalması endişesi yaratı.

Birincil örnek Serdar Turgut denen çukur da, kendine bakmalıdır.

İkinci tez, bir öncekinin üzerine bir adım daha atıyor ve işin içine Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davaları, tutuklu milletvekilleri gibi boyutları katıyor. Kabaca, şike soruşturmasından tutuklananların salıverilmesi diğer davalar için de emsal olacak; cemaat AKP’nin bu davalarda da geri adım atmasından çekiniyor fikri ortaya atılıyor.

Üçüncüsü de, benzer şekilde, ikincinin bir devamı gibi… Yüzde 50 oy, (AKP’nin taş çatlasa oyu maksimum %35’i geçmez oysa) üzerine seçim sonrasında düzen muhalefetini hırpalamakta gösterilen başarı, AKP’de kendisini bu noktaya taşıyan iddialardan uzaklaşma eğilimini güçlendiriyor, Emre Uslu örneğin, internetten “yeni anayasa umudum kalmadı” yollu şakımalar yayımlıya biliyor. Planın arkasındaki Arınç argümanlarını katmıyorum, Erdoğan’ın başkanlık ya da cumhurbaşkanlığı hülyalarının Gül’ün “psikolojisi” üzerindeki etkileri vesaire de bi’yana. Bunlar sıralanıyor ve bir fısıltı halinde “Erdoğan sonrası AKP ne olacak” sorusu dillendiriliyor. S2imizde değil, umurumuzda da.

İç içe geçen bunca şey, bazıları düpedüz saçma gibi görebilir, örneğin II. Cumhuriyet’in payandalarını düzenin bütün kritik kurumları içerisine yerleştirmek olan bir siyasi hareketin, yeni rejimi tesis ettikten sonra futbol gibi hayli kritik bir alanda neden frene basmak isteyeceğinin yanıtı yok.

Öyleyse? Emperyalizm!

Çünkü biliniyor ki emperyalizm son çeyrek yıldır din üzerinden saldırıyordur (ve) fakat dün milliyetçilik etkisini ön plana sunuyordu. Günümüz döneminde ise Müslüman toplumunun dini değerlerini suiistimal eden varoluşçu pezevenkler artmakta, bırakın vatanı, arsayı bile kişisel duygularından dolayı Afrika’da bile görülmemiş bir politika yürütülmekte ve başını da FBI çiftliklerinde, CIA’nin kucağında Suudi Arabistan’a girmesi yasak olan ve Arap anayasasınca idam edilecek ve de her şeye ağlayacak bir varoluşçu bir pezevenk belirliyor: adı da Fethullah Gülen, koalisyon ortağı da AKP!!

Bilin istedim: hesaplaşacağız!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Simdi tutusma zamani