Bütün bunların sonucu olarak bir kez daha belirtiriz ki; AKP’yle Genelkurmay ve düzenin bazı kesimleri arasında sürmekte olan bu mücadele, demokrasi mücadelesi değildir, halkın mücadelesi değildir. Bu mücadelede taraf olmak, şu veya bu şekilde egemen sınıfların saflaşmasında yer almaktır. Bir kez daha görülecektir ki, tüm bu sansasyona, kuru gürültüye rağmen, kontrgerilla devam edecektir. Kontrgerilla politikalarını sürdüren, kontrgerilla örgütlenmesini kendine bağlı olarak yeniden şekillendiren AKP iktidarı, “çetelere açığa çıkarıyoruz” iddiasıyla Ergenekon davasını, oligarşi içi iktidar kavgasında etkili bir şekilde kullanmaktadır. Veli Küçük, İbrahim Şahin gibi tescilli kontrgerilla elemanlarının davaya dâhil edilmesi, AKP’nin oligarşi içi iktidar savaşına meşruluk kazandırma amaçlı olup, doğrudan kontrgerillayla bir hesaplaşma anlayışı söz konusu değildir. Bu çatışmada bağımsızlık için dövüşen de, demokrasi için vuruşan da yoktur. Ve bu iki hedef de sadece ve sadece devrimci mücadeleye kalmıştır.
NATO'dan çıkılsın, kontrgerilla dağıtılsın!
25 Ocak 2009 Pazar
Kontrgerilla ancak devrimle dağıtılır!
Oligarşi kontrgerillayı kendi istedikleri gibi tartıştırmak istiyor.
Şaşkınlarımız, saf yüreklilerimiz; ABD’nin sözleşmeli personelinden mafya-tarikat güçlerinden, özel bir talimatla oluşturulan AKP'nin ordusu konumunda ki -bir kısım- polis teşkilatından, Fethulahcı Gladyo’dan, BOP Eşbaşkanlarından, Deniz Feneri soyguncularından, yandaş televizyon ve gazetelerden, çocuklarına yüz metrelik gemicikler alıp, eşlerinin parmaklarına 50 milyonluk yüzük takanlardan, Dolmabahçe Sarayı’nın eşyalarına bile göz koyanlardan temiz toplum kurmaları bekleniliyor. Gafillerin ve hainlerin tertiplerine, psikolojik savaş yalanlarına kanmak için ne kadar arzulu insanımız var!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder