3 Aralık 2010 Cuma

Kral çıplak

“WikiLeaks Belgeleri” gündemi belirlemeye devam ediyor, şöyle ki TV kanalları yazar-çizer-stratejistten geçilmiyor. Öyle ki özel programlar yapılıyor, kafa yoruyorlar… Görende sanır ki, Julian Assange’in okul arkadaşları bu kişiler, 40 yıldır tanıyorlar bu adamı.

Ve yorumluyorlar… Efendim bu iş İsraillin işidir… Yok, yok bu belgelerin bir belirleyiciliği bulunmuyor, ilişkilerimiz zarar görmeden devam ediyor. Erdoğan’ın şövalyelerinden Egemen Bağış, WikiLeaks belgelerini kastederek “Fitne çabası” diye buyurmuş… Şimdi düşünüyorum da WikiLeaks belgeleri ilk yayınlandığında yazarak önlemimizi almış olduk.

Uyumlu bir şekilde sallıyorlar öyle ki bazıları da gazeteci değil sanki Erdoğan’ın fedailiğini yapıyorlar…

Bunların başında istikrarlı bir şekilde Nazlı Ilıcak geliyor, kadında kişilik namına eser yok, ona göre ne varsa yok Ergenekoncuların işi olmak zorundadır, çünkü ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait gizli yazışmaları yayımlayarak büyük tartışmalara neden olan WikiLeaks internet sitesinde ilginç bir detaya rastlanmıştır ve WikiLeaks sitesinde yer alan duvar kâğıtlarının birinde Atatürk’ün fotoğrafının bulunmasıymış, (duvar kâğıdındaki Atatürk fotoğrafını ekleyenin sonradan anarşist bir Yunan grubu olduğu belirlendi) duvar kâğıdında “Arşivleri açma zamanı” diye de bir de not varmış işte öyle bir neden bulunmuş, konuyu getirip Ergenekon’a bağlayacak, bağlayamıyor. Zorluyor ama olmuyor… Olsun ne kadar vurursam AKP muhaliflerine o kadar iyidir, AKP içinde her zaman yerim hazırdır.

Diğer isimse hafızalarda kalan isim Fatih Altaylı o zatta demiş ki; ''Başbakan'ın İsviçre'de 8 ayrı hesabı olmadığına kalıbımı basarım…” … Ee, Fatihçiği az çok biliriz, boş yere oynamaz o da Nazlı ablası gibi, gerçi şimdiye kadar ne söylediyse hep aksi çıkmıştır ama olsun o yılmıyor, adam da kalıp mı var öyle bir şey söylüyor (?) neyse sen işini yine de bilirsin Fatih, boş yere söylemezsin o sözleri, çıkarlar söz konusu olunca namus-hayâ mı o da ne? Yabancıdır bu olgular, anlamazlar. Belki de şöyle demeliyim, ahkâm kesemeyecekleri tek şey başkalarının namusu değil de, kendi namuslarıdır.

Diğeri Mehmet Ali Birand, Doğan Medya ile AKP’nin arası açılınca bunlarda eskisi gibi ekmek yiyemiyorlar Amerikalılardan. Düşünüyor şimdi bu, nasıl yapılır (…) ve bilmiyormuş gibi davranıp: “Yav bu işler nasıl oluyor, mümkün müdür” diye eski ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’a soruyor. O da cevaplıyor; “Efendim ortak düşman bunlar… Biz dostuz!”

Oysa herkes bilir ki Amerikalıların az ekmeğini yememiştir Birand, mesleğini deşifre edecek değildir ya hokkabaz…

Sonra diğerleri, Taraf, Zaman ve Serdar Turgut vb.leri…
***
Dünya üzerinde artık gizli gerçekleri vaat etmiş site olan WikiLeaks, belge yayımlamaya devam edeceğim diyor… Daha neler yayımlayacaklar bilmiyoruz, bekleyip göreceğiz… Ya da gerçek anlamda Julian Assange’in kim ve amacının ne olduğunu da bilmiyoruz(?) ama bildiğim kadarıyla bizi ilgilendiren yönüyle Türkiye üzerine 8 ya da 9 bin belgenin daha yayımlanmasından söz ediliyor, olsun yayımladıkları bu kadar belge hakikaten yeter de artar bile. Ortalığa düşüp önüne gelen herkese saldırmaları da ondandır sanırım..

Kabul etmek gerekiyor ki, en az Araplar’ın fantezisi ne kadarsa İranlılar için, Amerikalılarında Türkiye’ye için azımsanmayacak derecede fantezisi var, hatta aşırı derecede platonik bir aşk, adamlar 65 küsur yıldır deyim yerindeyse geçmiş dönemlerde dahil, var olan bütün iktidarlar, Amerika'nın kuması durumunda… AKP'de dahildir buna.

Bu arada Erdoğan efendi hesap soracağım demiş, kimden soracaksa:) Öyle ya hesap soracak, bütün bilgi akışının kendisine yakın duran isimlerden olduğu söylenmiş zaten, isimler bile deşifre edilmiş, öyleyse oraya buraya çemkirmeden kendi partisinin içindeki pisliklerden başlamalıdır hesap sormaya.

Fakat bu zordur, neden mi (?) hem BİM mağazalarının (bu arada BİM'i Erdoğan'ın çocuklarından birine satmıştır) hem de kendisinin eski danışmanı Cüneyt Zapsu'nun ABD'deki dostlarına lafıdır; "Bu adamı deliğe süpürmeyin, kullanın" dediğinde Erdoğan, Zapsu’ya dokunabilmiş midir?

Elbette hayır!

Şimdi anımsayıp, gülümsedik mi?

Ayrıca Erdoğan WikiLeaks’te geçen bütün iddialar için iftira diyerek bunları yayınlayanları açıkça tehdit etmiştir, şimdi bizlere ta önceden “Durun Erdoğan’a haksızlık ediyorsunuz” diye çıkışan ve Erdoğan söz konusu olunca salaklaşıp, akılsızca yorum getiren ve AKP’yi cansiperane savunan liboş takımı “Empati”den söz ederken, Erdoğan iktidarının kendisine muhalif gördüğü bütün unsurları (Aleviler, Kürtler, Sosyalistler ve diğer azınlıklarla birlikte hatta Türkleri) cezaevine dolduran, baskı uygularken bir kez daha düşünmelidir…

İşte bu işler böyle işlerdir, organizedir. Zaten kendisi de iyi bir organizatördür...

"Empati"yi dillendirenleri düşünüp bizce burada da bir gülümse ve tebessüm gerekiyor :)

Sonuç
AKP’nin sekiz yıl içerisinde beceriksiz bir politika yürüttüğünü söylüyorduk, WikiLeaks o pis ilişkiler ağını deşifre ederek bizi kanıtlamış oldu, inanmayanlar görmüş, bazılarına da kapak olu verdi, yayınladıkları gizli belgeler sayesinde çoğu kişinin adı artık hoş hatırlanmayacak bu kesin, yine çoğu kişi tarafından, adın çıkacağına canın çıksın derler ya işte o şekil bir etkisi olacak, bu asalaklardan ya WikiLeaksli ya da WikiLeaksssız kurtulma vakti gelmiştir…

Ve... Bu bir işarettir :))
Not: WikiLeaks ile ilgili yazıyı girdikten sonra Amerikan servis sağlayıcıları tarafından internet adresinin iptal edilmesi üzerine WikiLeaks daha önceden aldığı önlemler sayesinde belge ya da bilgi kaybına uğramaksızın wikileaks.ch/ adresi üzerinden yayına başladı. Diğer bir konuysa “AKP'lilere örnek olması gereken WikiLeaks istifası”, Hıristiyan Demokratlar ile hükümette yer alan Hür Demokrat Parti'nin ABD'nin Berlin Büyükelçiliği'ne bilgi taşıdığı yönünde WikiLeaks belgelerinde yer alan bilgiler tartışılmaya devam ederken, HDP'nin yöneticilerinden Helmut Metzner, bilgi sızdırdığını itiraf ederek istifa etti. 
Önemli bir not daha: Tayyip Erdoğan'ın İsviçre bankalarındaki 8 ayrı gizli hesabına ilişkin diğer açıklamada Ergenekon davasında “Doğu Perinçek'ten Tayyip Erdoğan'a yanıt, işte servetinin gizli kanıtı” başlıklı yazıyla kendi sitelerinde yayımlandı.

Hiç yorum yok: