11 Mayıs 2008 Pazar

İhlal yaşamın yasasıdır

Caddeler tıklım tıklım insan.. Yaşlısı, genci orta yaştakiler sanki aynı anda sokağa çıkmak için sözleşmişler gibi. Yüzlerce insan, yüzlerce değişik sima.. Her an yeni sima ve yüzler yaşamı ihlal etmek için bekliyor gibi çarpıyor hayata. Sendikalarda çalışan işçiler doğruluğuna emin oldukları yeni ve güzel bir dünya ve bir ülkenin idealizmine uygun bir sistem içerisinde [gıcıkta olsalar] işlerini yapıyorlar. Geçen dönemlerden kalan bir siyasi dergi, “Der Spiegel” kapağında Marks’ın ihlali! Marks ve Marksizm’e olan sempatisinden dolayı değil, bu [tehlikeyi] gördüğü için “Marksizm hayaleti”ni başlığa taşıma ihtiyacı duyuyor Der Spiegel. Marksizm’in propagandanı yapmıyor, korkuyor. Nedeni ortada bir “ihlal” bulunmakta! Ama aslında anladıkları “ihlal” bir “tehlike”dir.

Fakat İhlal! İhlal yaşamın yasasıdır. Bu yasanın izini zamanın içinde mekânların en büyük ve eskisine evrene kadar sürebiliriz. Neden mi? Dünya maviliğiyle evrenin karanlığını ihlal eder. Dünyada yaşamın oluşumu dünyanın sessiz sertliğinin ihlalidir. Yaşayanların verili koşullara uyumunun ihlalidir tür olarak insan. İnsanın kadim tarihi içinde kırılmalar, başkalaşmalar, hep ihlalin çocuğudur.

Günümüz insanı, bu bilmeyi inanca dönüştürmeden, yaşamsal bir ihlal’e mecburdur. Sürekli, her yerde ihlal devrimciliğinin besmelesi olabilir. Zamanın ruhuna isyan, aşkı ve devrimi birleştirir. Devrim, baştan beri varlığın içinde bir imkânın yasasıdır. Bu yasa kopuş yasası olarak da adlandırılabilir. Kopuşun eylem olarak kendisi ve verili olan, yani kopulan, kopana eklenir. Varlığın içinde ihlalci hayat damarı vardır. Hayat, varlıkta ki Oidupus’tur. Tüketilmemiş imkânlar, yenilmiş olsalar da bize seslenmeye devam ediyor. Bu sesin işvesi ayartıcı ve yoldan çıkarıcıdır ve bizi hayatın dışında sürükleyen, sağduyuya yürünen bu yoldan, hayatın içine çekecek tek tahrik imkânıdır. Hayata düşmek, hataya düşmekten ve maruz kalmaktan koparır bizi. İktidarın ürünü olan özne, iktidarın amaçlarını aşma imkânına sahiptir. Bu imkân ayartılmaya hazırlıyor kendini. Zamanın ruhu isyanı, aşkı ve devrimi birleştirir.

Bir soru (?) “Bir Amerikan Investerbanker neden, "Marks kapitalizm üzerine en iyi değerlendirmeye sahipti" der [ve Wall Street’de ne kadar uzun kalırsa] o kadar ‘Marks’ın haklı olduğuna yönelik inanç güçlenmektedir (?) sorusunu sorar durur.

Evet, yukarıdaki bir soruydu. Nedenini araştırırın (!) aklınıza bir de yolda yürürken onurlu bir işçi gelirse bilin ki, “O işçi yaşamı ihlal ediyor!” Kapitalizm, sömürü, işçi sınıfı ve ihlalin bir mücadele feneri: Karl Marks... 

Zamanın ruhuna isyan, aşkı ve devrimi birleştirir. Önümüzdeki sıcak ve boğuntulu havalara kafanız rahat bir şekilde girin. Çünkü o işçinin taşıdığı “Onur” bir patikadır ve yürüdükçe yeni bir patika açmaktadır. Yola devam etmemiz için gerekli olan kendi emekçi coğrafyamızda düz ve net olan matematiğimize sahip çıkmamızdır. Zamanın ruhuna isyan, aşkı ve devrimi birleştirir. İhlal yaşamın yasasıdır. Hayatı “ihlal” edin. Bu bir gerçekliktir.

Hiç yorum yok: