Yeraltında bekar bir evde geçen günlerimi de anımsıyorum. Boş bir oda da gece yarısı saat tiktakları ne kadar rahatsız ediciyse tiktakların olmayışı da o kadar bir boşluktur.
İçeride bir görüş gününde ziyaretçilerimden ilk taleplerim arasında yastık, çatal, kaşık gibi şeylerin yanında mutlak bir kol saati olmuştu. "Markası"nı da anımsıyorum; Casio. Lavaboda her el yıkama ya da havanın nemli olması durumunda camı buharlaşır, işlevini yitirirdi. Sonuçta Casio'da bir markaydı.