Eren Akyol’dan alıntıyla başlayalım: Bush döneminin kıdemli
CIA yöneticilerinden biri olan Brennan, bu dönemlerde uygulanan tartışmalı
güvenlik politikalarından birçoğunun, ilk elden sorumlusu.
Hatırlatalım: George W. Bush, yakaladığı terör
şüphelilerine başta Guantanamo üssü olmak üzere dünyanın dört bir yanına
yayılmış gizli CIA hapishanelerinde “İleri Sorgulama Teknikleri”yle işkence
yapıyordu. Obama ise hiç bu zahmete girmeden doğrudan imha yöntemlerini
kullanmayı tercih ediyor.
Obama Amerika’da yapılan seçimlerde başkanlık koltuğuna
oturmadan hemen önce 2009 yılında “Sadece teninin rengi siyah” derken bunu kastediyordum. Bakınız:
Barack ‘Hüseyin’ Obama’nın seçilmesi üzerine… Bush’un Afganistan’la başlayıp
Irak’ı işgal etmesiyle başlayan süreç bir kez daha devrimci (Marksizm’i) Marksistleri haklı çıkarmış
oldu.
Öyle ki “İleri Sorgulama Teknikleri” (suyla nefesini kesip boğulma psikolojisi yaratılan bir işkence türü)
gibi sistematik bir hale dönüştürülmüştü. Ayrıca Obama ve Brennan’ın, adeta
yeni bir oyuncakmış gibi kamuoyuna tanıttığı bu sisteme dayalı olarak, İHA’ların
(İnsansız Hava Aracı) tarafından
yapılan bombalamalarda, 200’ü aşkın çocuk olmak üzere yaklaşık 3 bin insan
yaşamını yitirdi.
Bush’un Irak işgali macerasından geriye, Obama’nın
Ortadoğu fantezileri kaldı. Bu işi şimdi Suriye’de kendilerinin pis ilişkiler
taşeronu AKP iktidarı başta olmak üzere, Arap coğrafyasında (S. Arabistan, Katar vb. gibi ülkelerden)
kotardıkları idamlık mahkûmları Suriye cephesine sürerek “Esad’ın aslında
Beşşar Esad olmadığını, Esed olduğunu” ve orada bir diktatörlük olduğunu söyleyerek
devam ettiriyorlar. Onlar kime zalim derse zalim, kime demokrasi kahramanı
derlerse demokrasi ve kime diktatör derlerse bizimde onlara diktatör dememizi
istiyorlar.
Onlar diktatör deyince diktatör, kahraman derlerse
kahraman olarak göreceğimizi sanıyorlar. Oysa böylesi bir zorunluluğumuz yok,
hele hele emperyalist devletleri desteklemek gibi bir seçeneği öne sürmek ise
düpedüz ahmaklıktan öte bir şey değil.
Emperyalizme karşı kim mücadele yürütüyorsa bizce Mahir
Çayan’ında belirttiği üzere: ihtilalci de, ilerici de, devrimci de O’dur. Çünkü
ezilendir. Emperyalizme karşı olmayı anlatır. Bütün bunlar hem de etnik kökeni
ve dini ne olursa olsun, ezilen / mazlum halkların hakkının ve hukukunun savunulması
anlamına gelir.
Devrimci Marksizm bu yüzden bu kadar basit ve nettir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder