Bu kararla birlikte polisin müdahalesi
de olayın başka bir boyuttu, gördük ki imamın ordusu iş başındaydı ve her zamanki gibi
despotik yöntemlerin uygulamasını gösterdi. Zaten kafaları da başka şeye
basmıyor, biber gazlarını ulu orta her yerde kullandıkları için beyinlerine ya oksijen gitmiyor
ya da bu elementin özellikleri kafalarında yer etmiyor. Oysa
sosyal sorun, sosyal önlemlerle ve eğitimle çözülür.
Birde başbakanın açıklamaları
var, malum kendisi Kur’an ayetlerine bile dava açmış biri olarak tarihe geçti.
Sivas Katliamı’ndan dolayı yapacağı açıklamada tam olarak kendisine uygun. Şöyle
demiş: ‘hayırlı olsun’, ne söylene bilir ki, katilleri aklayacaklardı elbette, netice
de katillerin savunma avukatları bugün AKP’nin içinde ve parlamento da siyaset
yürütüyorlar, geri kalanlarda devletin çeşitli makamlarında masa başı işinde,
öz itibariyle Erdoğan ‘hayırlı olsun’ derken zaman aşımını kutlamış oldu. Devlet
ezilenlerin üzerinde kendi politik duruşunu - bakış açısını bir kez daha göstermiş
oldu.
Özetle Batı’yı yakalıyoruz
diyorlar ya... Hakikaten öyle oldu, Almanya'da Yahudileri yakan dikta iktidar olmuştu...
Bizde de Alevileri.
(*) Sivas katliamı davasının zamanaşımı yönünde düşmesi adına karar veren mahkeme heyeti, tarihin ve insanlığın kara lekesi olarak yukarıdaki fotoğrafı çerçeveletip evinin bir yerine asmalıdır... Zira rolleri en az Erdoğan kadar büyüktür, unutmayacağız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder