3 Kasım 2011 Perşembe

Ampulleri koruma teşkilatının şeflerine

“Görüyor musunuz,
köpeğin kendisini döven eli nasıl yaladığını?!”
(Mayakovski)

Yanılmıyorsam ve aklımda kaldığı kadarıyla İhsan Eliaçık bugün twitter’da şöyle bir şey yazmıştı: “Özgürlük ortamından neden dini (cemaatçi) gruplar yararlanıyor da, BDP’liler, ulusalcı çevreler yararlanamıyor? Ve bu çevrelerle birlikte neden BDP’liler şuan 28 Şubat'ı yaşıyor?”

Yerinde bir soru, zira Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nu, onlarca başka insanla birlikte tutukladılar. Tıpkı diğerleri gibi…

Onlarda Ergenekon, Devrimci Karargah ve KCK gibi AKP iktidarının yaratmış olduğu suni (yapay) derin bir komployla karşı karşıyalar.

Ve kendi görüşlerine (ideolojilerine, değerlerine, kültürlerine) yakın en yakın yere KCK olayına monte edilmeye çalışıyorlar. Keza olsa bile, insanların istediği yere (partiye, derneğe vb. gibi) kurumlara, demokratik örgütlere sempati duyması suç mudur?

Suç ise, AKP iktidarından beslenmeye çalışan, hokkabaz, şarlatan, demagoji üzerinden kendini birer gazeteci edasıyla ağırdan alan sözde gazetecilerin, sığırların sırtlarına yapışmış keneler gibi ağızlarının kenarından akan pis salyalarla beslendiği yere yaranmak adına karşıt görüşlü herkesi tu-kaka göstermesini, başkalarının özgürlük alanını daraltmaya yönelik küçük burjuva ayak oyunlarını nereye koyacağız?

Devlet imkanından gelen güç ve kudretle ötekinin özgürlük alanına abanmak nedir?

Her sıkıştığında “milletin iradesine saygı duyun” cümlesine sığınıp, reformlardan söz eden Ankara’da her gün takım elbise değiştiren zihniyettin bilmesi gereken ise terörü bitireceğiz diyerek terörden beslenen asıl kişilerin kendileri olduğu gerçekliğidir, İşçilerin Birliği'nden ve Halkların Kardeşliği vurgusunu önemseyen ve bunu temel alanlar dışında bir yandan da Kütleri, sivilleri, devrimcileri, aydınları, siyasetçileri ve sol sosyalist güçleri içeri alarak sindirmeye çalışmak tamamen aymazlık ve aptallıktır.

Hiçbir demokrasi bunu kabul etmez, ediyorsa da o demokrasi anlayışının ahlakı yoktur. Bu ülkede AKP iktidarını eleştirmenin, muhalefet etmenin bedeli yakın durduğunuz her ne varsa ve neresiyse, legal - illegal örgütlere kurum ve kuruluşlarla birlikte anılmaksa cezasını bilelim.

Bilelim ki, yarın - bugün birilerimiz Ergenekoncu, birimiz KCK’li, diğerimiz ise Devrimci Karargah örgütü üyesi olmakla suçlanacaksak, şimdiden savunmalarımızı hazırlayalım!

Tayyip Erdoğan’ın 10 yıllık diktatörlüğünü dillendirmeyen, emperyalizmin barbarlığından söz edemeyen, Tv’lerde ona buna “yamyam”, “diktatör” diyerek iktidardan puan toplarım, gündeminde başına otururum diyen zırtapoz ve korkak takımının Kürtlerin ve diğer azınlıkların haklarından dem vurup, öte yandan da demokrasileri, özgürlükleri savunduğunu sözde söyleyen aymazların bilmesi gereken tek şeyse bütün bu olup bitenler karşısında sessizliklerini koruyarak bizden - bizler gibi düşünenlerden lütfen taraf olmasınlar / olmamalıdırlar.

Sadece AKP iktidarı değil yeryüzünde ki bütün iktidarların anlaması gereken şey, şiddet yöntemleri kullanan silahlı bir muhalefet olabileceği gibi, barışçı siyasi yolları kullanan bir muhalefet olacağı gerçekliğini de artık kabul etmeleri gerekiyor, bilinir ki iktidarın olduğu her yerde mutlak bir direnç vardır. Bu bunun doğasıdır. Devletin sopasını elinde tutup, her canın istediği yere ve önüne gelenin kafasına vurulamayacağını öğrenmeleri gerekiyor.

Malum her şeyin altında illada bir örgüt arayan saplantılı koruma teşkilatının üyeleri bilsin istiyorum.

Hiç yorum yok: