22 Ekim 2008 Çarşamba

Doğru safta durmak

Ülkemizdeki her değeri emperyalizme peşkeş çeken, emek düşmanlığında tarihin gördüğü en saldırgan iktidar AKP, bu sınıfsal açıklığa rağmen Ergenekon gibi doğrudan kendi ihtiyacı olan bir dava ile solun önemli bir kesimini yedekleyebilmekte ve yön seçme güçlüğü çeken emekçilerin gözündeki perdeyi büyütmektedir.

Reelpolitik, devrim gibi uzun vadeli hedefleri olmayan, günübirlik kazanımlarla yetinen yapılar tarafından tercih edilebilir. Bu pragmatizmdir ve dönemsel olarak şişirilmiş yelkenlerin itici gücünden yararlanma isteği şu veya bu burjuva kesime yedeklenmeyi de beraberinde getirebiliyor.

Gerçekte ne aydın olmanın ne de solda durmanın ölçüleri değişmiş değildir. Değişen, aydın olarak adlandırılan veya solda bilinen kimi kişi ve yapıların niteliğidir. Bugün genelde emperyalizme, özelde Fethullah Gülen ve AKP'ye olumluluk atfeden, onlardan demokratiklik damıtan kesimlerin demokratikliği (ve sivilliği), eski Sovyet cumhuriyetlerinde renkli devrim için basamak görevi gören STK'ların demokratikliği (ve sivilliği) kadardır.

Hiç yorum yok: